Romanlardan, hikayelerden hafızama yerleşmiş olan şehir, Monterey. Amerikan edebiyatının vazgeçilmezlerinden olan Steinbeck’in Sardalya Sokağı (Cannery Row) ve Tatlı Perşembe (Sweet Thursday) kitaplarını okuduysanız ne demek istediğimi hemen anlayacaksınız.
O hikayelerde mekan ve karakterler, bana göre öylesine canlı anlatılmıştı ki, adeta gözümde canlanırdı. Yaklaşık 30 sene sonra o hikayelere konu olan şehri ziyaret ettim.
Monterey, Monterey Körfezinde, Orta Kaliforniya’da bulunan bir sahil kasabası. Steinbeck’in romanlarına da konu olan meşhur Cannery Row, sardalye konserve ve kutulaması yapılan caddesi. Orijinal adı Ocean View Avenue olan bu cadde, Steinbeck’in hatırasına daha sonra Cannery Row adını almış.
Bugün eski konserve fabrikaları ve depolarına ait tabelalar cadde boyunca göze çarpsa da daha çok turistik dükkanların, şık otellerin, cafélerin ve restoranların yer aldığı bir caddeye dönüşmüş durumda. Yine de Steinbeck romanlarının meşhur karakteri Doc’un laboratuvarı, Kaliforniya’nın ilk tiyatro binası gibi tarihi binalar yerini korumuş.
Şehir merkezine yapılan Cannery Row Monument ise Monterey’le simgeleşmiş durumda. Burada Steinbeck ve roman karakteri Doc (Ed Ricketts) ve Cannery Row’a hizmet etmiş kişilerin simgesi olan heykeller var. Amerika’nın çeşitli yerlerinden gelen Steinbeck hayranları burada fotoğraf çektirmeden gitmiyorlar…
Tabii ki şehir bu kadarcık değil. Harika renklerdeki bir körfez, balıkçı tekneleriyle renklendirilerek süslenmiş durumda. Oturup seyretmek istiyor insan, berrak turkuaz renkteki suyun masmavi gökyüzüyle birleştiği, denizin içindeki taşların ve kumun ve verdiği dekoratif güzellik rengarenk teknelerle tamamlanıyor. Old Fishermen’s Wharf (eski balıkçı iskelesi) ise canlılığıyla kesinlikle görmeye değer.
Aynı zamanda Kaliforniya’da görmeye aşina olduğumuz altın renkli kumlardan olan bir kumsal burada da var. Ve tabii ki bisiklete binmek ve yürümek için harika bir sahil şeridi!
Monterey akvaryumu ise okyanusta yaşayan yüzlerce çeşit canlıyı seyredebileceğiniz harika bir spot. Tabii bununla da kalmıyor, Monterey’de balina seyretmeye de gidebilirsiniz (zaman kısıtından dolayı ben bunu yapamadım).
Monterey Körfezindeki doğal hayatı koruma alanları ve programıyla başta balinalar ve fok balıkları olmak üzere birçok okyanus canlısı koruma altında bulunuyor.
Ayrıca harika deniz ürünleri yemekleri yiyebileceğiniz restoranlarla dolu. Lokal bir deniz ürünleri restoranına uğramadan şehirden ayrılmayın…
Benim tatil programımda ayırabildiğim kısacık sürede Monterey’le ilgili izlenimlerim kısaca böyle. Her zamanki gibi yazıma birkaç foto ekledim. Diğerlerini de önümüzdeki gündlerde web sitemdeki galerime ekleyeceğim.
Bir sonraki yazım Muir Woods gezime dair, görüşmek üzere…
Sevgiyle kalın…
Bir yanıt yazın