Gün doğumu öncesindeki mavi saatler… günün en sevdiğim saati.
Geçtiğimiz günlerde yaptığım iki üç günlük kısa tatil boyunca günün bu harika saatlerinde, gün ağarırken renklerin tatlı bir mavi ve pembeden somon ve altın rengine dönüşünü doya doya seyrettim ve tabii fotoğraflarını çekmeyi de ihmal etmedim.
O saatlerdeki pembelik ve mavilikle birlikte deniz şahane bir uyum içinde oluyor bana göre. Deniz de henüz dingin olduğu için tüm o güzelliğin içinde duyulan tek ses dalgaların yumuşak sesi.
Selimiye, Hisarönü Körfezinde bir balıkçı köyü. Kendine özgü küçük butik otelleriyle sakin ve huzurlu vakit geçirmek istediğim zamanlar için biçilmiş kaftan.
Dağlarla çevrilmiş olan koy, sabah saatlerinde muhteşem manzaralar oluşturuyor. Mavi saatlerin mavi pembe tonlarıyla dağlar da mavimsi morumsu bir renk alıyor ve katmanlar halindeki dağlar ton sur ton bir etkiyle müthiş bir derinlik hissi yaratıyor. Havanın geceden gündüze dönerken ısınmasıyla oluşan sis de dağların arasında harika bir dekor olarak yerini alıyor. Şanslıysanız bulutlar da bu dekora eşlik ediyor.
Denizin dekorları ise geceden koya demirlemiş yelkenliler ve birazdan yola koyulacak olan balıkçı kayıkları… Ve tabii gökyüzü ve dağların muhteşem yansıması…
Bir yandan manzarayı seyretmeye doyamıyor, bir yandan bir kare bile kaçırmak istemiyordum. Bu renkleri fotoğraflamaktan aldığım keyfi anlatamam. Manzarayı gördüğüm ve yaşağıdım haliyle size de tarif etmek isterim.
Mavilik ve pembelik yavaş yavaş dağların arkasında beliren tatlı bir somon rengi ne dönüşüyor. Anlıyorum, güneş dağların ardından doğuyor ve yavaş yavaş yükseliyor ve birkaç dakika sonra dağın hemen ardından yüzünü gösteriyor.
Aynı sıralarda köy de canlanmaya başlıyor. Sabahın erken saatlerinde bazlama pişirmek için uyanmış teyzenin yaktığı odun ateşinin kokusu hafifçe yayılıyor.
Birer ikişer balıkçı kayıkları motorlarını çalıştırıyor ve suda hoş izler bırakarak denize açılıyorlar.
Birkaç dakika sonra güneş belirince renkler bu sefer de tatlı bir sarıya dönüşüyor.
Bu anlattığım durum sadece dakikalar sürdü, ben de bu muhteşem anlardan kareler yakaladım. İşte bu yazının içine de o anları serpiştirdim.
Fotoğraf çekme saati bitip de artık her yer aydınlanınca da küçücük balık sürülerinin yüzdüğü turkuaz renkli serin sulara atlayıp doya doya yüzdüm. Sabahın ilk saatlerinde yüzmeye bayılırım da…
İşte kısacık tatilimden kısacık notlar…
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın…
Bir yanıt yazın